Belçika Temsilciler Meclisi

June 23, 2015

Belçika Temsilciler Meclisi

23 Haziran, 2015

Karar Önergesi

Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yılı üzerine

(Bu dosya MM. Peter De Roover, Denis Ducarme, Tim Vadenput ve Sayın Sarah Claerhout tarafından açılmıştır)

Bayanlar ve Beyler,

1915’te, alternatif başarılar ve Birinci Dünya Savaşı’nda yaşanan gerilemeye bir çağrı olarak dönemin Osmanlı emperyal devleti Ermeni nüfusun sistematik yok oluşunu üstlendi. Dönemin Osmanlı yöneticileri Ermeni seçkinleri tutuklamak ve tasfiye etmek için ve kalan Ermeni nüfusu da toplu halde sınır dışı etmek için bir plan yürüttüler. Gıda, sıhhi bakım, yardım veya saldırı, tecavüz, katliam, hırsızlık, insan kaçakçılığı ya da mağdurları köleliğe indirgeyen çetelere karşı yardım veya savunma olmadan, Ermeni halkı Suriye çöllerindeki kamplara yollandı.

El koyma ve el konulan mülkiyetlerin satışı, bu amaçlara hizmet etmek için özel olarak kurulmuş organizasyonlar tarafından gerçekleşti. Değişken hesaplara göre, 300.000 ile 1.500.000 Ermeni orada öldü.

Aynı dönem esnasında, Süryaniler, Aramiler, Keldani Hristiyanlar ve Pontus Rumları gibi başka etnik gruplara karşı da büyük katliamlar gerçekleşti. Nüfuslar sadece toplu halde sınır dışı edilip katliama uğramadılar, aynı zamanda kültürel mirasları da büyük çapta yok oldu. Öte yandan, bu çatışmada Türkler ve Müslümanlar arasında da mağdurların olduğu da belirtilmelidir.

Ülkeler ile toplumlar arasındaki barışı ve dostane işbirliğini korumak için, bu boyuttaki tarihi hataların tanınması önemlidir. Bu şiddet dönemin Osmanlı hükümeti tarafından işlenmiş olsa da, Türkiye’nin Ermeni Soykırımı’nın tarihselliğini reddetmesi acınası ve endişe verici. Yasanın “Türk milletine karşı hakarete” yaptırım uygulaması gerçeği, soykırım hakkında araştırma yapılmasını engelliyor ve konu hakkındaki muhalif fikirler de uzlaşı ile objektifliği desteklemiyor.

1998’de Belçika Senatosu konu ile ilgili bir önergeyi kabul etti. 18 Haziran 1987’de, Avrupa parlamentosu Ermeni sorununa siyasi bir çözüm ile ilgili bir önerge kabul etti. 1915’te Türkiye’de yaşayan Ermenilerin zamanının Osmanlı İmparatorluğu tarafından işlenen bir soykırımın mağdurları olduğu kabul edilir. 22 Nisan 2015’te Flaman Parlamentosu da Ermeni Soykırımı’nı tanıyan bir önergeyi kabul etti.

Daha çok sayıda parlamento bu soykırımı resmi olarak tanımak için girişimlerde bulunuyor. 2006’da, Fransız Ulusal Meclisi hakikatin soykırımcı doğasını kabul etti. Fransız Senatosu da Ermeni Soykırımı’nı tanıdı. Avrupa Konseyi ve Hollanda, Arjantin, Ermenistan, Kanada, Kıbrıs Cumhuriyeti, Yunanistan, İtalya, Lübnan, Polonya, Rusya, Uruguay, İsveç ile İsviçre’nin yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri’nin çeşitli eyaletleri (50 eyaletten 44’ü) ve Avusturalya’nın çeşitli eyaletleri de (2007’de Yeni Güney Galler, 2009’da Güney Avustralya), Ermeni Soykırımı’nı kabul eden tasarıları onayladılar.

Yüzüncü Yıldönümünün anısına, 24 Nisan 2015’te, soykırımın başlangıç tarihinde, bu trajediye bir kere daha dikkat çekmek isteriz. Bu şekilde, Türkiye Cumhuriyeti ve Ermenistan arasında çözüme doğru çalışılabileceğini düşünüyoruz.

Peter DE ROOVER (Yeni Flaman İttifakı Partisi- N-VA)
Denis DUCARME (Reformist Hareket Partisi-MR)
Tim VANDENPUT (Flaman Liberaller ve Demokratlar Partisi- Open Vld)
Sarah Claerhout (Hristiyan Demokrat Flamanlar Partisi- CD&V)

Karar Önergesi

Temsilciler Meclisi,

A. 1948 Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Kararını göz önüne alarak;

B. Avrupa Parlamentosunun 18 Haziran 1987’deki Ermeni sorununa siyasi çözüm kararı ve Avrupa Parlamentosunun 2013 dünyada insan hakları ve demokrasi yıllık raporu üzerindeki 12 Mart 2015 kararı ve Avrupa Birliğinin bu konudaki politikası göz önüne alındığında;

C. Türkiye’deki Ermenilerin 1915’teki soykırımına ilişkin 26 Mart 1998 tarihli Senato kararı göz önüne alındığında;

D. Ermenistan Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki diplomatik ilişkilerin başlatılmasına dair protokol, ayrıca Ermenistan Cumhuriyeti ve Türkiye Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi üzerine Zürih’te 10 Ekim 2009’da protokol göz önüne alındığında;

E. Avrupa Parlamentosu’nun 15 Nisan 2015’te Ermeni Soykırımı’nın Yüzüncü Yıldönümüne aldığı karar göz önünde alındığında;

F. Flaman Parlamentosunun 22 Nisan 2015’te Ermeni Soykırımı ile ilgili kararı göz önüne alındığında;

G. Mademki 2015 Osmanlı İmparatorluğundaki Ermeni Soykırımı’nın 100.cü yılını işaret ediyor;

H. Mademki daha çok Avrupa devleti, ulusal parlamentolar ve federal yapıların parlamentoları Ermeni Soykırımı’nın Osmanlı İmparatorluğu tarafından gerçekleştirildiğini tarihi bir doğru olarak görüyor;

I. Mademki yeni savaşların çıkması ve insanlığa karşı yeni suçların önlenmesi Avrupa Entegrasyon sürecinin itici güçlerinden biriydi;

J. Mademki 2009’da Türkiye ve Ermenistan diplomatik normalleşme sürecini başlattı ve Zürih’te ilişkilerin tesis edilmesi ve geliştirilmesi protokolleri imzalandı;

K. Mademki geçmişteki anıları beslemek çok önemli, çünkü hakikat ve hatırlama olmadan uzlaşı sağlanamaz;

L. Türkiye hükümetini Osmanlı İmparatorluğunun son hükümeti tarafından 1915’te gerçekleştirilen Ermeni Soykırımı’nın gerçekliğini tanımaya davet eden 26 Mart 1998 Senato kararını hatırlatarak;

M. 18 Haziran 2015’te Başbakanın genel kurul toplantısındaki ifadelerini dikkate alarak;

“Sayın Başkan, değerli meslektaşlar, geçmiş ile gelecek arasındaki ilişki bazen karmaşıktır. Birkaç saat önce, kıtamızın tarihinin çok önemli bir parçasını anmak için Waterloo’daydık.

Çok açık olmak istiyorum, benim duruşum biliniyor ve çok net: Ben 1915 ila 1917 arasında yaşanan trajik olayların, ve bundan Osmanlı İmparatorluğu’nun son hükümeti sorumludur, soykırım olarak nitelendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Bu Belçika devletinin duruşudur.

Ayrıca bunun ilerisi için de önemli olduğunu eklemek isterim- dediğiniz gibi- yüzleşmeye dair olumlu girişimlerin desteklenmesi için. Diyalog gelecek için gereklidir.

Bu nedenle, ilgili devletlerin resmi konuşmalarındaki gelişmeleri ayrıca içtenlikle karşılıyorum, özellikle de taziye ifadesini içerenleri.

Biz Avrupa’da yüzleşmenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.

Biz, halkların trajik ve dramatik bir şekilde savaşa gittiği bir toprak, bir kıta, bir alanız. Biz Avrupa’da faşizmi, totaliterliği bilmekteyiz. Diyalog, tolerans, dürüstlük ve saygı sayesinde, Avrupa halklarının geleceğini Avrupa idealleri ve projelerinin kapsamına koymamız mümkün oldu.

Bu konularda kararı ulusal veya uluslararası mahkemeler verecektir.

Sizin de yaptığınız gibi, Senato 1998’de bıraktığından beri çağrıda bulunduğu ifadeyi hatırlamak istiyorum, Türk hükümetinin Osmanlı İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilen soykırımı tanıması için bir önerge hâlihazırda çağrıda bulunuldu.

Bu önerge özellikle de 1987 Avrupa Parlamentosu kararını niteledi.

Ben ayrıca sorulan soruların ve bunlara verilen cevapların, ülkemizdeki hükümetin bu konuda, net ve güçlü bir şekilde duruşunu ifade etmesi için bir olanak sağladığına inanıyorum.”

FEDERAL HÜKÜMETTEN:

1. Günümüz Türkiye’sinin Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Ermenilerin yaşadığı trajedilerden sorumlu tutulamayacağını;

2. Avrupa dayanışması ve adalet ruhuna uygun olarak, Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yıl anmasına katılım gösterilmesi;

3. İnsanlığa karşı işlenmiş bütün suç ve soykırım örneklerinin kınanmasını ve varlıklarının herhangi bir şekilde sorgulanmasının kınanmasını;

4. Bütün soykırım ve insanlığa karşı işlenmiş suçların masum mağdurlarının anısına saygı gösterilmesini;

5. Soykırımların ve insanlığa karşı suçların zamanında engellenmesinin ve etkili bir şekilde bastırılması için savunu yapılmasının Uluslararası toplumun ve Avrupa Birliği’nin büyük önceliklerinin arasında olmasını;

6. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından Osmanlı Ermenilerine karşı işlenen insan hakları ihlallerini kabul eden ve duygudaşlık duyan açıklamaların pozitif bir adım olarak düşünülmesini;

7. Türkiye’nin Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yıl anmasının yarattığı önemli fırsatı kullanarak, kendi geçmişi ile yüzleşmek için daha fazla adım atmasını, özellikle de arşivlerini açmasını, Ermeni Soykırımını tanımasını ve böylece Türk ve Ermeni toplumları arasında gerçek bir uzlaşı yolunun açılmasının cesaretlendirilmesini;

8. Ermenistan ve Türkiye’nin Avrupa uluslarının uzlaşma örneklerini takip etmelerini ve halklar arasında uzlaşmanın ön planda olduğu stratejilerin tercih edilmesini; bunun Ermeni ve Türk halkları arasında bir samimiyet ve saygı ruhu ile tarihi uzlaşmaya katıda bulunacağı aşikârdır;

9. Türkiye ve Ermenistan’daki sosyal organizasyonların iki ülke arasındaki ilişkileri normalleştirmek için çalışan girişimlerinin desteklenmesini;

10. Türkiye ve Ermenistan’ın ilişkilerini diplomatik ilişkilerin kurulması protokollerini onaylayarak ve tamamen uygulayarak normalleştirmelerini, sınırlarını açmalarını ve özellikle sınırlar arası işbirliği ve ekonomik uyum başta olmak üzere, ilişkilerini geliştirmek için çaba göstermeleri için teşvik edilmesini;

11. Bu kararın Avrupa Konseyi’ne, Avrupa Komisyonu’na, Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilciliği’ne, Avrupa İnan Hakları Mahkemesi’ne, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin hükümetlerine ve parlamentolarına, ayrıca Ermenistan Cumhuriyeti’nin hükümetine ve parlamentosuna, ve Türkiye Cumhuriyeti’nin hükümetine ve parlamentosuna iletilmesini talep ederiz.

23 Haziran 2015

Peter DE ROOVER (Yeni Flaman İttifakı Partisi- N-VA)
Denis DUCARME (Reformist Hareket Partisi-MR)
Tim VANDENPUT (Flaman Liberaller ve Demokratlar Partisi- Open Vld)
Sarah Claerhout (Hristiyan Demokrat Flamanlar Partisi- CD&V)