Amerika Birleşik Devletleri'nin Senatsu Karar 150
December 12, 2019
View PDF of document
116. Kongre
1. oturum
KARAR 150 (S. RES. 150)
Senatonun düşüncesinin, ABD politikasının Ermeni Soykırımı’nı resmi olarak tanıma ve anma yoluyla anılması yönünde olduğunu ifade ederiz.
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ'NİN SENATOSU
9 NİSAN 2019
BAY MENENDEZ (Kendisi, BAY CRUZ, BAY VAN HOLLEN, BAYAN STABENOW, BAY MARKEY, BAYAN WARREN, BAY PETERS, BAYAN FEİNSTEİN, BAY WYDEN, BAYAN DUCKWORTH, BAY RUBİO, BAY REED, BAY SCHUMER, BAY GARDNER, BAY UDALL VE BAYAN HARRİS adına) aşağıdaki kararı sundu ve Dış İlişkiler Komitesi'ne sevk edildi
KARAR
Senatonun düşüncesinin, ABD politikasının Ermeni Soykırımı’nı resmi olarak tanıma ve anma yoluyla anılması yönünde olduğunu ifade ederiz.
- Amerika Birleşik Devletleri’nin Ermeni Soykırımı’nı, 1915-1923 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1,5 milyon Ermeni’nin katledilmesini tanıdığı ve kınadığı ve Ermenilere, Rumlara, Asurlulara, Keldanilere, Süryanilere, Aramilere, Maronitlere ve diğer Hıristiyanlara karşı yürütülen soykırımcı siyasetten kurtulanlara yardım etmenin gururlu bir geçmişine sahip olduğu göz önüne alınarak,
- Amerika Birleşik Devletleri’nin 1913-1916 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu Büyükelçisi olarak görev yapan Henry Morgenthau’nun, “imha siyaseti” olarak tanımladığı duruma karşı birçok ülkenin yetkililerinin katıldığı protestoları organize ettiği ve öncülük yaptığı, ayrıca Morgenthau’nun 16 Temmuz 1915’te, ABD Dışişleri Bakanı Robert Lansing’den “Bakanlık *** Ermeni zulmünü durdurma konusundaki çağrınızı onaylıyor” talimatını aldığı göz önüne alınarak,
- Başkan Woodrow Wilson’un teşviki ve kongre kararı ile Near East Relief ‘in (Yakın Doğu Yardım Kuruluşu) kurulması, 1915-1930 yılları arasında 116.000.000 $ (2019’da 2.500.000.000 $’ın üzerinde) bağış toplaması ve Senato’nun bu katliamları kınayan kararları kabul ettiği göz önüne alınarak,
- Raphael Lemkin’in 1944'te “soykırım” terimini ilk kez kullandığı ve Birleşmiş Milletlerin Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin ilk savunucusu olduğu ve Ermeni vakasını 20. yüzyılda gerçekleşen kesin bir soykırım örneği olduğunu ifade ettiği göz önüne alınarak,
- Amerika Birleşik Devletleri Holokost Anıt Müzesi'nde sergilendiği gibi, Adolf Hitler’in, 1939'da ordu komutanlarına gerekçe olmadan Polonya'ya saldırmaları emrini verirken, “Bugün Ermenilerin imhasından kim bahsediyor?” diyerek itirazları reddeden ve Holokost için zemin hazırlayan sözleri göz önüne alınarak,
- Amerika Birleşik Devletleri’nin, Ermeni Soykırımı'nı resmi olarak,
(1) 28 Mayıs 1951’de, Amerika Birleşik Devletleri hükümetinin Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni Uluslararası Adalet Divanı’na gönderdiği yazılı açıklamada, Başkan Ronald Reagan’ın No. 22 Nisan 1981’deki beyanı ile tanımış ve
(2) 8 Nisan 1975'te kabul edilen 148 numaralı ortak karar ve 10 Eylül 1984'te kabul edilen 247 numaralı ortak kararla tanıması göz önüne alınarak ve,
- 2018 tarihli Elie Wiesel Soykırımı ve Zulümleri Önleme Yasası’nın (115-441 sayılı Kamu Hukuku), vahşeti önlemenin Amerika Birleşik Devletleri'nin ulusal çıkarlarını temsil ettiğini ve Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti çapında bir vahşet riskini belirleme, önleme ve bunlara cevap verme stratejisini “diplomatik müdahalenin güçlendirilmesi ve geçmiş vahşetler için cezai hesap verilebilirlik de dahil olmak üzere uygun adalet önlemlerinin desteklenmesi için yabancı yardımın etkin bir şekilde kullanılması” üzerine kurulmasını öngördüğü göz önüne alınarak,
Karar verilmiştir ki; Temsilciler Meclisi’ne göre Amerika Birleşik Devletleri’nin politikası
(1) Ermeni Soykırımı'nı resmi tanıma ve hatırlama yoluyla anmak;
(2) ABD Hükümeti’nin Ermeni Soykırımı'nı ya da herhangi bir soykırımı inkar etmesi ile ilgili girişimleri, katılımları ya da başka şekilde ilişki kurma girişimlerini reddetmek; ve
(3) Amerika Birleşik Devletleri'nin insani yardım çabalarındaki rolü ve Ermeni Soykırımı'nın insanlığa karşı işlenen modern suçlarla ilgisi dahil, Ermeni Soykırımı gerçeğinin anlaşılması için eğitimi ve toplumsal bilinirliğin teşvikini öngörür.